şnorkel ne işe yarar?

Şnorkel

Aracımıza soğuk ve temiz havanın temini için snorkel monte ediyoruz.Poliüretan malzemeden üretilen snorkel su geçişlerinde motorun suyu emmesine mani olmaktadır.Derin su geçişlerinde aracın diğer elektronik aksamının da korunmuş olmasında yarar vardır.Şnorkel’in diğer bir işlevi de motoru tozdan korumaktır.Özellikle toprak yollarda öndeki aracın tozu kendi aracınız tarafından emilerek motora zarar verebilir.Snorkeliniz daha yüksekten daha temiz hava emerek motorunuzu tozdan da korumuş olur.Snorkel uygulaması ile bir miktar yakıt tasarrufu da sağlanabilir.Ama bu fayda off-road araçları için donanıma bağlı olarak hissedilmeyebilir.
Su geçişleri öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler.

Su geçişleri, yol dışındaki maceranın tadını doyumsuz bir hale getirir ama öte yandan pahallıya da çıkabilir.
Nedenine gelince, birincisi 4 çekerler amfibik araç değildir, yani su geçirmez değildir. İçinden geçilecek suyun derinliği aracın yerden yüksekliğiyle doğru orantılıdır. Örneğin bir Subaru Forester`ın battığı yerden bir Toyota Hilux güle oynaya geçebilir. Genel bir kural olarak; eğer su tekerlek hizasının üzerindeyse muhtemelen derindir. Su geçişi tecrübesiz ya da hazırlıksız sürücülerin denememesi gereken bir meydan okumadır. Her ihtimale karşı yardım techizatı bagajın derinliklerine değil üstlerde bir yere yerleştirilmiş olmalıdır. Suyun ortasında kaldığınızda yapmak isteyeceğiniz son şey çadırın, çantaların, matın altında yardım malzemesini aramaktır.
Suya araçla girmeden önce yürüyerek (belki yüzerek) su kontrol edilmelidir. Eğer yaya olarak içinden geçemiyorsanız, araçla da geçemezsiniz. Eğer akıntı sizi zorluyorsa, aracınızı da zorlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, araç içine su alıp batıncaya kadar yüzme eğiliminde olacaktır. Öte yandan bu geçiş öncesi kontrol sırasında aksların, difransiyelin ve vites kutusunun dinlenip soğuması için fırsat da yaratmış oluyorsunuz. Sıcak bir aks soğuk suya daldığında hızla soğur. Bu da aksın ve difransiyel muhafazasının içindeki hava basıncını düşürür doğal olarak, dolayısıyla muhafaza havalandırmalarından havanın dışarı kaçmasına neden olur. Suyun da difransiyel muhafazası içine girmeyeceğinin garantisi yok, eğer difransiyel havalandırmaları basıncı hemen dengeleyemezse, aks bağlantıları vasıtsayla içeri su dolar. Bu nedenle suya girmeden önce aracı dinlendirmekte fayda var.
Su ve motor karışımı iyi bir fikir değildir hiçbir zaman. Eğer birleşirlerse sonuç eğilmiş bükülmüş pistonlar, sübaplar ve krank mili olur. Hava girişinin konumu aracın su geçişinde başarılı olup olmayacağını belirler. Dolayısıyla, hava filtresinin bulunduğu noktaya kadar batacağınız suya asla girmeyin. İlle de “oturduğum yerde ayaklarım da serinlesin biraz, hem arabanın içini de yıkamış oluruz arada” diye düşünüyorsanız bir şnorkel edinmeniz yerinde olacaktır. Ama bu 4 çekerinizi denizaltı gibi kullanabileceğiniz anlamına gelmiyor. Motor ızgarasının önüne naylon bir muhafaza yerleştirmek suda sürekli bir ilerleme sağladığınız sürece motor bölümüne su girmesini kısmen engelleyebilir. Sonuç olarak radyatör pervanesi ateşleme sistemine doğru daha az su sıçratır, hava filtresine daha az su girer. Dizel araçlar ateşleme sistemi yapısı sebebiyle (dizel motorda buji yoktur) su geçişinde sıkıntı yaşamazlar. Su bulaştığında adece bir motor teklemesi olur, bu da motora zarar vermez. Suyun ortasında kaldığınızda kapıyı açmaya çalışmak yerine camdan çıkmak daha kolaydır, böylece iç döşemeniz de yüzmek zorunda kalmaz. Ateşleme sisteminin sudan minimum zararla çıkması için önceden su yalıtıcı bir spreyle uygulama yapmakta yarar var.
Günümüz araçlarında radyatör fanı motor soğukken dönmez. Motoru durdurup fanı elle döndürmeyi deneyin. Eğer rahat dönüyorsa fan kayışını çıkarmadan devam edebilirsiniz. Eğer kolay dönmüyorsa sizinki sabit tip demektir ve fan kayışını çıkarmanız gerekiyor. Çıkarmazsanız motor bölümüne su girer. Eğer 4 çekeriniz benzinle çalışıyorsa fanın içeriye su sıçratmasını asla istemezsiniz.
Su geçişi öncesinde yaya olarak suya girdiğinizde tabandaki kayaların ve çukurların durumuna paralel, derinlik kadar geçiş rotanızı da belirlemeniz gerekiyor. Tehlikeli noktaları işaretlemeniz işleri kolaylaştıracaktır. Suyun tam ortasında bir çukura dalıp hava filtresinin suya doymasını asla istemezsiniz. Tüm kontrolleri yaptıysanız suya girmeden önce emniyet kemerinizi çıkarın, pencereyi açın. İkinci viteste 1500-2000 rpm (devir) aracın burnunda bir dalga oluşturmak için yeterlidir. Çok yavaş olursanız motor bölümü yüzer, çok hızlı olursanız her yere su sıçratmış olursunuz. Suyun ortasında vites değiştirmeye kalkmayın, debriyaj setinin su ile akraba olmasını kimse istemez. Eğer tekerlekler kayarsa motoru aşırı devirlendirmektense, gazı hafif kesip tekerleklerin tutunmasını ummaktan başka bir çareniz yok. Patinajın hiçbir yararı olmaz. Eğer motor teklerse vitesi boşa almadan motoru durdurup, tekrar çalıştırmayı deneyin. Şansınız varsa motor çalışacaktır ki. Motor boşluğu suya doymuşken fan kayışını çıkarmış olsaydım keşke! diye düşünmenin pek bir yararı olmaz öte yandan. Debriyaja pek bulaşmadan 1. viteste kıyıya kadar devam etmelisiniz.
Aks seviyesindeki ve daha derin bir su geçişi sonrası defransiyel yağı ve su hasarı kontrol edilmeden yola devam etmemek gerekiyor. Difransiyelin kontrolü oldukça basittir. Su yağdan daha ağır olduğu için sistemin zemininde birikecektir, tam da tahliye tapasının olduğu yerde. Dişlilerin soğuduğundan emin olduktan sonra tapayı açın ve küçük bir miktar yağı tahliye edin. Yağ eğer süt rengindeyse su var demektir, bu durumda yağı boşaltıp yenilemeniz gerekir.
Eğer yağı değiştirecek yedeğiniz ve techizatınız yoksa, mecburen yola devam etmek durumundaysanız, ilk açışınızda bir miktar yağ boşaltın ve difransiyelden sadece yağ gelene kadar devam edin ki, su da mümkün mertebe tahliye edilsin. Sistemin yağsız kalması hoş olmaz, o yüzden tapayı kapatın. Tahliye ettiğiniz yağı doğada bırakmayın. Bu arada sadece difransiyel değil, motor yağı ve vites kutusu yağı da kirlenmiş olabilir ki, bu durum sadece araç su içinde uzun süre kaldığında gerçekleşebilir.